Günümüz modern dünyasında birçok meslek, yeni teknolojiler ve toplumun değişen ihtiyaçları doğrultusunda evrim geçiriyor. Ancak bazı geleneksel meslekler yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Bu mesleklerden biri de, yıllar boyunca topluma hizmet eden ve birçok insanın hayatına dokunan bir meslek: Şoförlük. Ancak, günümüzde bu alanda faaliyet gösteren ikinci kuşak temsilciler, artık geleceklerinden umutsuz ve kaygılı. Son temsilcisi olan Ali Yılmaz ile yaptığımız röportajda, günümüzün zorluklarını, mesleğin geleceğini ve kendi hayallerini konuştuk.
Ali Yılmaz, 45 yaşında ve 25 yıldır taksi şoförlüğü yapıyor. Yılmaz, zamanla mesleğinin zorluklarının arttığını ve genç neslin bu alana olan ilgisinin giderek azaldığını belirtiyor. “Artık insanlar bu mesleği yapmak istemiyor. Çalışma koşulları zorlaştı, kazanılan para ise neredeyse geçim standardını sağlamıyor. Birçok arkadaşım bu mesleği bırakıp başka işlerde çalışmaya başladılar.” diyor. Ali, eski günlerdeki gibi taksi şoförlüğünün keyifli bir iş olduğunu, ancak günümüzde bunun pek mümkün olmadığını ifade ediyor.
Teknolojinin hızla gelişmesi, geleneksel iş modellerinin yerini alternatif çözümlere bıraktığı bir dönemdeyiz. Özellikle mobil uygulamalar sayesinde insanların araç çağırma süreçleri hızlandı ve kolaylaştı. Bu durum, taksi şoförlüğü gibi geleneksel mesleklere olan talebi azalttı. Yılmaz, “Artık insanlar, telefonlarına birkaç tuşla araç çağırabiliyor. Bu, işe olan talebi yok denecek kadar azalttı. Bir ay öncesine kadar biri bile beni aramadı, çünkü herkes uygulamaları kullanıyor.” ifadelerini kullanıyor.
Ali Yılmaz, mesleğinin geleceği ile ilgili endişelerini dile getirirken, meslektaşlarının tepkilerini de aktarıyor. “Herkes geçim derdinde. Esnafın hali giderek kötüleşiyor. Birçok şoför kiralarını ödeyemediği için taksilerini bırakmak zorunda kalıyor. D stratejileri geliştirmek zorundayız ama bunu nasıl yapacağımız belirsizliğiyle karşı karşıyayız.” diyor.
Böyle bir ortamda, gençlerin geleneksel meslekleri tercih etmemesi oldukça anlaşılır bir durum. Ancak, Ali Yılmaz gibi kişiler için bu durum, sadece iş kaybı demek değil, aynı zamanda saygınlığını yitiren bir mesleği tekrarlamak demek. Her ne kadar mesleğinden gurur duysa da, geleceği konusunda karamsar olduğunu itiraf ediyor.
Ali’nin hikayesi, sadece taksi şoförlüğü ile sınırlı kalmayıp, birçok geleneksel meslek için geçerli bir durum. Bu meslek grupları, gençlerin ilgisini kaybetmeleri ve modernleşme sürecine ayak uyduramadıkları için büyük tehlikelerle karşı karşıya. Peki, bu meslekler nasıl kurtarılabilir? Yılmaz, gençleri motive etmek için toplumda farkındalık yaratılması gerektiğini savunuyor.
Özetle, günümüz iş dünyasında giderek yok olan geleneksel meslekler üzerindeki bu baskı, birçok kişinin hayatını empati kurarak hissetmesine neden oluyor. Ali Yılmaz gibi son temsilciler, mesleğin onurunu yaşatmaya çalışırken onları dinlemek ve süreçlerine ışık tutmak, sadece bir meslek grubunun değil, tüm toplumun sorumluluğu. Bunun için yapılması gereken, bu mesleklere ihtiyaç olduğunu ve gençlerin bu alana yönlendirilmesi gerektiğini bir kez daha düşünmek hiç şüphesiz ki kaçınılmaz. Umuyorum ki, Ali Yılmaz ve onun gibilerin hikayeleri, toplumsal farkındalığı artırmaya yardımcı olabilir.