Antikacılığın inceliklerini öğrenmek ve yaşatmak, yalnızca bir iş değil, bir tutku haline gelmiş. 44 yıldır antikacılık yapan Mehmet Bey, bu tutkusunu asırlık gramofonlarla birleştirerek, İstanbul'un tarih kokan sokaklarında nostaljik bir hazine oluşturmuş durumda. Antikaların derinliğine inmek isteyenler için bir adres haline gelen dükkanı, geçmişin seslerini ve anılarını dinlemek isteyenlere kapılarını aralıyor.
Mehmet Bey, genç yaşlarda başladığı antikacılık kariyerinde, zamanla gramofonların tarihini ve değerini keşfetmiş. İlk olarak ailesinden kalan birkaç eski obje ile bu serüvenine adım atan Mehmet Bey, zamanla farklı mekanlardan aslında birer sanat eseri olan gramofonları toplamaya başlamış. "Her gramofon, bir dönem yaşar, bir öykü anlatır," diyor. Her biri titizlikle restore edilen bu gramofonlar, sadece müzik kaynağı değil, aynı zamanda geçmişe ışık tutan tarihi birer araç.
Antikacılık, yalnızca eşyaların satışı değil, aynı zamanda onları yaşatmak üzerine de bir iş. Mehmet Bey, aldığı her gramofonu, geçmişin izleriyle birlikte korumaya özen gösteriyor. "Bir gramofonun içindeki sesin tarihine tanıklık edebilmek, o dönemi deneyimlemek gibi bir şey," diyor. Müşterileri arasında yalnızca koleksiyoncular değil, aynı zamanda nostalji arayan gençler ve müzik tutkunları da yer alıyor. Her biri, geçmişte kaybolmuş melodileri yeniden hayatlarına dahil etmek için onun kapısını çalıyor.
Asırlık gramofonların değeri, yalnızca fiziksel olarak sahip olduğumuz eşyaların değil, onların efsanelerinin ve geçmişin izlerinin de bir yansımasıdır. Mehmet Bey, gramofonların nostaljisini yaşatmanın yanı sıra, bunların korunmasının önemine de dikkat çekiyor. "Birçok insan, antika eşyaların değerli olduğunu biliyor, ama tarihlerini iyi anlamıyorlar," diyor. Gramofonlar, yalnızca müzik dinleme aracı değil, aynı zamanda bir dönem kültürünü yansıtan parçalardır.
Mehmet Bey’in dükkanında yer alan gramofonların çoğu, 1900'lerin başlarına kadar uzanan tarihlere sahip. Bu antibiyotikler, uzun yıllar boyunca sessiz durma, birçok elden geçme ve restorasyon sürecinden geçerek günümüze gelebilmiş eserler. Her biri ayrı bir hikaye taşıyan bu gramofonlar, yalnızca görsellikleri ile değil, sundukları deneyimle de dikkat çekiyor. “Öncelikle, gramofonun kendisi bir sanattır; evinize alabileceğiniz bir sanat eseri” diyen Mehmet Bey, müzikseverlerin bu eşsiz parçaların değerini anlaması için uzun uzun izah etmeye çalışıyor.
Antikacılık, tarih kokan eşyaların hikayelerini yaşatmak ve onları geleceğe taşımak demektir. Güzel bir gramofon, bir müzik parçasından daha fazlasıdır; onu dinlerken, başka bir zamanın atmosferine, ruhuna gidiyorsunuz adeta. İşte bu yüzden Mehmet Bey, asırlık gramofonlara gözü gibi bakıyor. Her bir gramofon, onun için sadece ticari bir mal değil; aynı zamanda geçmişle olan bağının bir parçası ve onu gelecek nesillere taşımanın bir yolu.
Eğer İstanbul'un kalabalık tıkanmış sokaklarının içine bir yolculuk yapmayı düşünüyorsanız, Mehmet Bey’in dükkanına uğramadan geçmeyin. Burada, geçmişe dair birçok iz bulacak, antikaların ruhunu hissedecek ve gözlerinizi tarihin derinliklerine dikeceksiniz. Her bir gramofon, asla sıradan değildir; her biri bir hikaye, bir yılı, bir sevgiyi anlatır. Çünkü antikacılık sadece nesneleri değil, kaybolan anıları da canlandırır.